Günümüzde birçok çocuk, yetersiz beslenme ve açlık gibi zorlu koşullarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, sadece fiziki sağlıklarını değil, aynı zamanda psikolojik durumlarını da olumsuz etkiliyor. Ancak bazıları, bu zorluklarla mücadele etmek için azim gösteriyor. İşte böyle bir hayat hikayesine sahip olan 8 yaşındaki Meryem, açlıkla mücadelesinin yanı sıra umut dolu bir yaşam için çabalıyor. Onun hikayesi, sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda dünyadaki birçok çocuğun dramını da gözler önüne seriyor.
Meryem, yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile, geçimlerini sağlamakta büyük zorluklar yaşıyor ve bu durum, Meryem'in beslenmesini doğrudan etkiliyor. 25 kilogramlık kilosu, yaşının gerektirdiği sağlıklı kilonun çok altında. Ancak ne yazık ki, Meryem’in hikayesi sadece kilo kaybı ile sınırlı değil. Açlık, onun hayatının her yönünü etkiliyor. Okula gitmekte zorlanıyor, arkadaşları ile oyun oynayamıyor ve çoğu zaman sadece bir dilim ekmekle yetinmek zorunda kalıyor. Meryem’in gözlerindeki çaresizlik, onun yaşadığı durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Açlık, sadece beden sağlığını değil, ruh sağlığını da etkiliyor. Meryem, bazen açlık hissi içinde uyumaya çalışırken, bazen de hayallerini kurarken buluyor kendini. Açlığa rağmen hayallerinden vazgeçmiyor. Bir gün doktor olmayı, ailesine ve arkadaşlarına yardım etmeyi istiyor. Ancak bu hayalini gerçekleştirmek için önünde bir engel var: Yetersiz beslenme. Her gün sadece bir dilim ekmek ve bir parça sebze ile geçinmek zorunda kalan Meryem, bazen uyuşukluk ve halsizlik hissi yaşıyor. Ancak buna rağmen, Meryem her zaman bir umut ışığı yakmaya çalışıyor. Onun en büyük dayanağı, ailesinin sevgisi ve annesinin ona her zaman moral vermesi. Annesi, Meryem’e her sabah “Bir gün daha güçlü olacaksın” diyerek onu cesaretlendiriyor.
Ülkemizde ve dünya genelinde açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele konusunda birçok kampanya yürütülüyor. Bu kampanyalar, hayır kurumları ve sivil toplum kuruluşları tarafından destekleniyor. Meryem’in hikayesinin kamuoyuna ulaşması, ona yardım etmek için harekete geçen birçok insanı da teşvik etti. Sosyal medya üzerinden başlayan bağış kampanyaları, Meryem’in yaşadığı bölgedeki ailelere temel ihtiyaç malzemeleri temin etmeyi hedefliyor. Bu tür yardımlar, yetersiz beslenme ile mücadelenin yanı sıra, toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Meryem ve onun gibi birçok çocuk, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek ve hayallerini gerçekleştirmek için mücadele ediyor. Onların sesini duyurmak, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur. Küçük Meryem'in hikayesinin, toplumun gözlerini açmasını ve açlıkla mücadele için gerekli adımların atılmasını sağlaması umuduyla... Her çocuğun güvenli ve sağlıklı bir şekilde büyüme hakkı vardır ve bu hak, karşılanamadığı sürece dünya üzerindeki sıkıntılar da devam edecektir.
Umarız ki, Meryem'in hikayesi yalnızca onun değil, benzer koşullarda yaşamaya çalışan tüm çocukların hayatına dokunur. Unutulmamalıdır ki, herkesin bir desteğe ihtiyacı vardır ve bu destek, yalnızca maddi yardımlarla sınırlı değildir. Empati, dayanışma ve toplumsal sorumluluk, açlıkla savaşmanın en etkili yollarıdır. Meryem gibi çocuklar için harekete geçmek ve onların hayatlarına dokunmak hepimizin elinde.